Skip to content

Cinsel İstismar Üzerine Soru-Cevap

    Cinsel istismar ve şiddet yaşayan bireyler, bedenen ve ruhen nasıl etkileniyor?

    Elbette bedenen de ruhen de olumsuz etkileniyorlar. Ancak kişilerin nasıl etkilendiğini söyleyebilmek için herkesin tek tek değerlendirilmesi gerekir. Bu etkilenmenin ne şekilde olacağını belirtilerin şiddetini bazı özellikler belirliyor. Cinsel şiddetin niteliği, eşlik eden bedensel şiddet gibi başka bir şiddet türünün olup olmaması, şiddetin tek seferlik mi uzun süren bir şiddet mi olduğu, şiddete maruz kalınan yaş, şiddet uygulayan kişinin yakınlığı,olay sonrası yaşananlar , olay öncesi başka bir ruhsal ya da travma şiddet olup olmaması gibi özellikler etkilenme biçimini belirleyenler olarak söylenebilir. Olay sonrasında yaşananlar da olaydan etkilenmeyi belirleyen özelliklerdendir. Kişinin sevdikleri tarafından anlaşılabilmesi sahip çıkılmış olması, saldırgana hesap sorulması ve gereken yasal başvuruların yapılması, ve yasal olarak da zamanında ve yasalara uygun cezaların uygulanması, saldırıya maruz kalanın duygularını ifade edebildiği kabul edildiği rahat hissettiği bir ortamda yaşayabiliyor olması şiddetin etkilerini azaltabilecek özellikler olarak söylenebilir.

    Ayrıca çoğunlukla saldırgan güvenilen inanılan birisi olduğundan özellikle çocukluk çağında ve uzun süre saldırıya maruz kalanın doğru güvenilir inanılır insan tanımlamaları bozulur. Dolayısı ile tüm hayatı temelden etkilenir.

    Bu istismarı ve şiddeti sistematik yaşayan bireylerin kadın ya da erkek olması yaşanılan etkiler açısından fark eden bir durum mu? Bunu sormamın sebebi, Adnan Oktar örgütünde bahsedilen şiddet ve istismar kadınlara yönelikti. Kadınlar çok küçük yaşlardan itibaren örgüt tarafından ‘av’ olarak ifade ediliyor ve o şekilde davranılıyordu. Kadınlar bu anlamda daha farklı etkiler yaşayıp manipülasyona ve ardından farklı istismara daha mı açık oluyor? Bunu anlamak için sormak istedim.

    Sistematik bir şekilde şiddet istismar yaşayan kişilerin olaylardan etkilenmesi de çok daha ağır olmaktadır. Ayrıca cinsel şiddet aralarında asimetrik ilişki olan durumlarda neredeyse her zaman erkek tarafından uygulanan bir şiddet biçimidir. Bu şiddete çoğunlukla kadınlar, çocuklar. cinsel azınlıklar ve hayvanlar maruz kalmaktadır. Cinsel travmalardan kadınların erkeklerden daha fazla etkilendiği söylenemez ancak kadınların çok daha fazla oranda ve daha kompleks travmalara maruz kaldıkları söylenebilir. Kadınların genellikle yakınlarındaki güven ilişkisi olan, saldırı beklemedikleri erkeklerden saldırı yaşadıkları söylenebilir. Erkekler kadınlara oranla yetişkin olduklarında çok daha az oranda cinsel saldırıya maruz kalmaktadır. Ayrıca erkeklerde saldırganlar genellikle tanımadıkları insanlardır ve saldırının bir kez yaşanan saldırı olması daha büyük olasılıktır. Adnan Oktar örgütünde ise özellikle kadınlara yönelik olarak planlı bir istismar olduğu anlaşılmaktadır. Geçmişte kadınların savaş ganimeti olarak alıkonması, erkeklere özellikle cinsel olarak hizmet etmek üzere köle, cariye olarak yaşamlarından uzaklaştırılmasına benzer bir yapılanma olduğu söylenebilir. Aynı zamanda ekonomik ve sosyal statü sağlanması bu av- istismar konusunu çok daha karmaşık bir hale getirmiş görünüyor. İstismarlar özellikle de cinsel istismarlar erken yaşlarda ve uzun süreli güvenilen kişi tarafından uygulanıyorsa istismara maruz kalan kişinin yaşadığını adlandırması buna istismar diyebilmesi de güçleşir. Sevilen güvenilen inanılan insan aynı zamanda istismar eden acı veren aynı insan olarak kodlanır. Böylece yaşananın ne olduğunun anlaşılması ve içinden çıkılabilmesi güçleşir.

    Sistematik cinsel istismar ve şiddet yaşayanların bu döngüden kurtulması mümkün mü? Kurtulamayanlar nasıl bir psikolojik durum yaşıyor ki bu döngüde yıllarca kalmak mümkün oluyor? Kurtulma bireylerdeki hangi koşulların değişmesiyle gerçekleşiyor?

    Elbette her türlü istismardan çıkmak mümkündür. Ancak istismar ne kadar erken yaşta başlamışsa, ne kadar uzun sürmüşse ve ne kadar yakın güvenilen insan tarafından yapılmışsa içinden çıkmak o kadar güçleşmektedir. Öncelikle yaşanan olaya istismar adını koyabilmek gerekir. Çoğu zaman bu çok kolay değildir. Hele de istismar ortamı devam ediyorsa yaşanan olayları objektif değerlendirmek güçleşir. Bu nedenle öncelikle kişilerin şiddet ortamından uzaklaşmaları gerekir. Güvenli ortam olmadan yaşanan şiddetin adını koymak da şiddetle başa çıkmakta kolay olmayabilir. Elbette çok farklı çıkış noktaları olabilir ancak yine de “döngüden çıkışın ilk adımı kişinin güvenli bir yerde olmasıdır” denebilir.